Yalansavar'ı veya Trepanasyon'u takip ediyor, podcastlerimizi dinliyor veya twitter paylaşımlarımı izliyorsanız fark etmiş olabilirsiniz: son beş hatta altı aydır epey sessizim. Oysa bu yıl için pekçok plan yapmıştım. Yalansavar podcastlerini daha düzenli hale getirecek, Trepanasyon için daha çok yazı yazacak hatta belki bir Youtube kanalı açacak ve ne zamandır hayalimde olan ilk kitabımı yazmaya başlayacaktım. Ne… Okumaya devam et Alma omuzun ahını, çıkar aheste aheste
Tartışmaya girmemek…
Her zaman farklı görüş sahibi bir kişiyle tartışmaya oturmayı kabul etmeli miyiz?
Ölümsüz Henrietta
Henrietta’nın hikayesini ilk defa bundan 4 yıl kadar önce, Rebecca Skloot’un kaleme aldığı müthiş bir kitap olan The Immortal Life of Henrietta Lacks kitabından okumuştum. O günden beri her tıpta yeni bir çığır açan buluş haberi okuduğumda ve her kırmızı oje sürdüğümde aklıma Henrietta geliyor, hüzünleniyorum. Henrietta Lacks, bugün dünyadaki hemen her laboratuvarda kullanılan ve kanserden… Okumaya devam et Ölümsüz Henrietta
Kıymalı Pide
Yurtdışında yaşayan herkesin arada başına gelen bir durum, memleket yemeklerine olan özlem. Yemek yapmayı sevdiğimden genelde klasik anne/tencere yemekleri konusunda bir sıkıntımız yok, zaten hemen hepsini oldukça rutin şekilde yapıyorum. Ama arada evde yapılmayan şeylere de aşerdiğimiz oluyor. Pide de bunlardan biri. Burada pek çok Türk/Akdeniz restoranında pide denedik, nedense bizim memleket pidelerinin tadı yok. Ya… Okumaya devam et Kıymalı Pide
Kalk, Lazarus
Ölüm belki de insanoğlunun en korktuğu ama bir yandan da en çok kafa yorduğu fenomenlerden biri. Hepimizin başına eninde sonunda gelecek olması kadar, sonrasındaki bilinmezlik de tarihler boyu her kültür ve her inançtaki insanın kafasını meşgul etmiş, ölümle ilgili hemen her konuya biraz hayret, biraz ürpertiyle bakılmış. Ölümle ilgili belki de en hayret verici fenomenlerden… Okumaya devam et Kalk, Lazarus